Garip huylar, takıntılar, batıl inançlar, hurafeler... Hangimizin yok ki? Edebiyatçıların da var tabi ki, Gogol'un, Kant'ın, Çehov'un, Bentham'ın ve nicesinin. Flavorwire, garip takıntıları olan yazarları araştırmış ve ortaya bu liste çıkmış.
Anton Çehov
Nabokov gibi kelebek peşinde koşmak mı, Flannery O'Connor gibi tavuskuşu yetiştirmek mi, yoksa Ted Hughes gibi arı toplamak mı? Hiçbiri Çehov'un firavun fareleriyle yarışamazlar. Çehov bu hayvanı tarif ederken "timsah ve fare karışımı bir şey, hatta maymun ve kaplanı da ekleyebiliriz," demiş. Bir buçuk yıl boyunca faresini yanında dolaştıran yazar, daha sonra seyahatlerinde sorun yarattığı gerekçesiyle, önceleri çok eleştirdiği ve "hayvan mezarlığı" olarak nitelendirdiği Moskova Hayvanat Bahçesi'ne vermiş. Çehov'un ardından firavun faresi yalnızca iki yıl yaşamış.
D.H. Lawrence
D.H. Lawrence, çıplak halde dut ağaçlarına tırmanmayı çok tahrik edici buluyormuş. Neden özellikle dut ağacı olduğunu bilmiyoruz tabi. Dileriz ki, Meksika'da geçen yılları boyunca Lawrence, orada sık yetişen dev kaktüslere tırmanmaya çalışmamıştır.
Nikolay Gogol
Nikolay Gogol operaya düşkündü, bunda şaşılacak bir şey yok. Ancak, ölümünden 80 yıl sonra Shostakovic'in, Gogol'un bir öyküsünden ilham alarak yazdığı bir operanın sergilenişinin ardından bir yıl geçmişken, yazarın mezarının taşınması amacıyla mezarı açan Sovyet yetkilileri şöyle bir manzarayla karşılaştılar: Gogol mezarında ters dönmüştü. Ya müziği duymuş olmalıydı... Ya da hayattayken o mezarın içine konmuştu!
Immanuel Kant
Immanuel Kant, battaniyelerle sarmalanmadıkça uykuya dalamıyordu, bu nedenle sabah onu uyandırması için bir asistan tutmuştu. Asistanı her sabah 5 sularında geliyor ve uyandırma operasyonuna başlıyordu, ta ki içki problemi olduğu anlaşılıp işine son verilinceye dek.
Charles Dickens
Charles Dickens'ın iki kargası, iki St. Bernard köpeği, iki Newfoundland cinsi köpeği, bir Spanyel, bir çoban köpeği, bir kedisi, bir kanaryası ve bir midillisi varmış. Anlaşılan o ki yazar, hayvanları çok seviyomuş!
Katherine Anne Porter
Katherine Anne Porter 90 yaşındayken, rengarenk bir Meksika tabutu satın alarak, evinin bir köşesine koymuş. Kendisini ziyarete gelenlere de içine girerek poz veriyor, nasıl olduğunu soruyormuş. Ölüme karşı takıntıları olan yazar, ölümünden sonra bu tabutla gömülmemiş. Tabut, Maryland Üniversitesi Kütüphanesi'nde yer alan Katherine Anne Porter Odası'nda görülebiliyor.
Jeremy Bentham
Felsefeci Jeremy Bentham'ın şöyle bir vasiyeti vardı: Öldükten sonra kalıntıları büyük bir özenle parçalarına ayrılıp, incelendikten sonra, siyah takım elbiselerinden biri giydirilerek, hep oturduğu sandalyeye oturtulacak ve Londra Üniversitesi'nde halka açık bir yerde sergilenecekti. Evet, Bentham hala orada, her ne kadar başı balmumundan yapılmış haliyle değiştirilmiş olsa da.
No comments:
Post a Comment