September 15, 2013

Ahmet Tulgar // Çocuklar ve Canavarları

"Bu memlekette poşet çay kullanılmadığı için her insan ömründen saatler, günler heba oluyor. Çay içeceğim diye kalkıyorsun yataktan, çay istiyor canın, gidiyor 20 dakika ömürden. “Şimdi çay koydum, bekle, bir bardak iç, öyle gidersin” diye ömründen çalıyorsun şöyle bir uğrayan adamın. Haberi yok adamın, gittin geldin içeri, adam tam kalkacak, “Çay koymuştum.” Koca tam yatacak, karı, “Eh, çay koydum, sabaha bayatlar, ziyan mı edeyim, bekle, iç, öyle yatarız.” Dikkat ettiysen, burada bir oyun da kurmuş karısı. Çayın demlenmesini bekleyenlerin ülkesi burası yani. Çayın demlenmesini beklemeye zorunlu kılınmış bir toplum. Çayın demlenmesini beklemekten bir şeye konsantre olamıyor bu ülke. Önünde hep çay, çay engeli. O çay kaşığının tıngırdaması bana hep kaybedilen zamanları hatırlatır. Bazısı zaten farkında, geçen zamana hayıflanır ama buna karşı bir şey yapamadığı için de uzun uzun karıştırır. Ömür, zamanın çay yaprakları. Öyle süzülürler bardağın dibine.Orada öyle yığılır kalırlar."

Ahmet Tulgar // Çocuklar ve Canavarları (153. sayfa)
Doğan Kitap, 2012


No comments:

Post a Comment