» Whisky // Babaanne (1986)
Türkçe sözlü ilk heavy metal albümü...
1993 yılında beyin kanaması sonucu hayata veda eden Kamil Özaydın’ın 1979’da kurduğu Whisky, 80’li yıllarda Devil ile birlikte Türk rock müziğine yön veren iki önemli ekipten biriydi.
Yetenekli müzisyen Özaydın’ın değişik dönemlerde davul, basgitar ve gitar çaldığı grup Babaanne’nin kayıtlarını 1983’te bitirir. Lakin düğün salonlarında çalışarak kazandıkları para, stüdyoya olan borçlarını kapatmaya yetmez ve bandı alamazlar. Kayıtları sadece iki günde bitirilen albüm, üç yıllık çabanın ardından 1986’da çıkar. Babaanne’de basgitarı Kamil Özaydın, gitarı Serdar Çokuslu, davulu Filip Sümbülkaya çalmıştır. Vokallerde ise yine Çokuslu vardır. Bu dönemde grup, o korkunç denetimden geçerek TRT ekranında boy gösterir; lakin “Whisky” yetkililerce sakıncalı bulunduğu için Yüzde Yüz adıyla katılırlar programlara. Bak Biz Genciz, Rüşvet, Yokluk ve Kendine Hoş Geldin gibi güzel şarkılar barındırsa da Babaanne esas olarak popüler müziğimizde farklı bir kulvar açmış olmasıyla çok önemlidir.
1993 yılında beyin kanaması sonucu hayata veda eden Kamil Özaydın’ın 1979’da kurduğu Whisky, 80’li yıllarda Devil ile birlikte Türk rock müziğine yön veren iki önemli ekipten biriydi.
Yetenekli müzisyen Özaydın’ın değişik dönemlerde davul, basgitar ve gitar çaldığı grup Babaanne’nin kayıtlarını 1983’te bitirir. Lakin düğün salonlarında çalışarak kazandıkları para, stüdyoya olan borçlarını kapatmaya yetmez ve bandı alamazlar. Kayıtları sadece iki günde bitirilen albüm, üç yıllık çabanın ardından 1986’da çıkar. Babaanne’de basgitarı Kamil Özaydın, gitarı Serdar Çokuslu, davulu Filip Sümbülkaya çalmıştır. Vokallerde ise yine Çokuslu vardır. Bu dönemde grup, o korkunç denetimden geçerek TRT ekranında boy gösterir; lakin “Whisky” yetkililerce sakıncalı bulunduğu için Yüzde Yüz adıyla katılırlar programlara. Bak Biz Genciz, Rüşvet, Yokluk ve Kendine Hoş Geldin gibi güzel şarkılar barındırsa da Babaanne esas olarak popüler müziğimizde farklı bir kulvar açmış olmasıyla çok önemlidir.
Yazar: Hakan Töre
No comments:
Post a Comment