May 20, 2018

GÖSTERİ


Tekerlekler dönüyor, gidiyoruz buradan da. En fazla bir hafta kalıyoruz zaten gösteri yaptığımız yerde. Tekerlekler dönüyor, gidiyoruz. Kırılgan gözlerimiz ışıl ışıl, atların sürüklediği sirk arabalarımız karanlığa karışıyor. Alışığız gitmeye, kalmamaya. Bay B’yi düşündüm ben yine, yastığa koydum minik başımı. O yirmi dördüncü arabadadır, takım elbisesi muntazam, kravatı yerli yerindedir. Her durumda onu düşünürüm. Bizi bir araya getiren bu sirk mezarımız olacak, biliyorum. Tekerlekler dönedursun, o esnada gündüzün ağrıları da yükselir pencerelerinden araba çadırlarının. Bacaksız Adam, yerlerde sürünen yarım bedeninin katmerli acısıyla inler, çürük dişlerini birbirine geçirir, tamamlanır, alnında biriken terler damlayınca dudaklarına sakinler. Kadın Adam, uzamış sakalına asılarak canını acıtanlara şarkılı küfürler savurur. Bedeni erkeksi görünümüne rağmen alımlıdır, iç çektiği an kabaran göğüsleri baş döndürür. İkizler’in başı derttedir. Yapışık ikizlerin evli olanı, kocasına sarılır ama bekar kız, dışarı çıkmak ister, bağırır. Büyük Anne, koca kafalı dört kızının baş ağrılarını dindirmeye çalışır bir diğer çadırda. Yavrularım, der, sizi seviyorum. Yavruları, uzun elbiseler giymiştir. Anne şefkatiyle gülümser iri kadın, anlamsız homurtular çıkararak az da olsa dinen acılarının huzurunu kutlar kızları. Büyük ihtimalle kafaları daha da büyüyecektir yavruların, görünümleri daha da çirkinleşecek, daha çok para kazandıracaktır sirkteki patronumuza. Başka bir çadırda ağzında sigarası vardır Gövde Adam’ın. Eli, kolu, bacağı yoksa da bir fok olup sağa sola yuvarlanarak yaşar bu adam. En çok müşteri çekenlerden biridir o da.

Sabaha dinç olmamız gerek, yarın yeni bir yerde gösterimiz olacak.

Bay B, elinde çiçekle karşıladı beni. Mutluyum. Sizi, dedi, Bayan K, sizi çok özledim. Az ötedeki çadırdan patron seslendi. İçeri girmemiz gerekiyor. El ele tutuştuk. Seyirciyle dolu gösteri çadırı. Yüzlerce insan şaşkınlıkla bize bakıyor. Tükürenler oluyor tabii, ağlayan bebeler, yediği mısırları üstümüze savuranlar beliriyor zaman zaman. Umursamayız. Bay B metanetini yitirmez. Birkaç takla atar ve ortadaki devasa köpekle boğuşmaya başlar elimi bırakır bırakmaz. Ürkütücü köpekle her karşılaşma içimi acıtır. Köpek alaşağı eder sevgilimi. Dişlerinin arasında evirip çevirdiği cılız bedeni tek hamleyle yutacakken patronun ıslığı ile uysal bir hal alır. Üstüne başına çekidüzen veren Bay B, büyük bir gururla hayvanın başına çıkar ve seyircilere hitap eder. Dünyanın en güzel sesidir bu benim için ama seyirciler kıs kıs güler. Gözümden akan minik yaşlara engel olamam. Bay B, zar zor düzeltir kravatını ve tekrar seslenir kahkahaların ardından: Baylar, bayanlar bugün burada bu muhteşem gösteriyi izlemek için gelmeniz ne büyük incelik! Ben Bay B ve sevgilim Bayan K, birer cüceyiz, evet. Tanrının cezası iki küçük ucube. Bize bakın ve kendi güzelliğinizin farkına varın. Baylar, bayanlar, sizler dünyanın en şanslı, en güzel yaratıklarısınız. Bize bakın ve fark edin. Bizi tekrar görmek isterseniz lütfen az önce dövüştüğüm tüylü dostumun boynundaki çantaya gönlünüzden kopanı bırakın. Teşekkürler.

Kopan alkışlar. Az önce küçümseyen gözlerin yerini alan şanslı, bağış sever ruhlar.  Devasa köpek para dolar her seferinde. Çok büyük acılar çektiğini biliyorum hırpalanan sevgilimin. Yanıma gelir, koluma girer. Belli etmem gözümden akan yaşları.

Çadırına geçti hızlıca Bay B. Tuhaflaştığını fark etmiştim birkaç gündür. Yaşananlardan sıkıldığına yormuştum bunu, bunaldığına birilerinin oyuncağı olmaktan. Güzel bir gelecek bizi bekliyordu, umutluydum.

Akşam gösterisinde yüzü biraz soluktu. Çadırında ağlamış, sızlamış ve öyle çıkmıştı bu kez sahneye. Köpekle boğuşma, ıslık, hayvanın başına çıkma ama farklı söylev: Aşağılık insanlar. Bizi sömürdüğünüz yetmedi, yetmedi. Evet ucubeyiz ama biz de insanız. Kalbim ve ellerim var, bakın, kan akıyor sizinki gibi. Ağlıyorum, gözümden akan yaşlar aynı sizinkiyle. Gördüğünüz ne ise bende, osunuz siz. Tamamlanmamış ruhlarınızla, birer zavallısınız sadece.

Patronun ıslığı ve kafası koparılan sevgilim. Devasa köpek paramparça ediyor küçük bedeni. Beyaz elbiseme sıçrıyor sevgilimin etleri. Donmuş haldeyim, sona erdi gelecek. Bitti. Patron sahne ortasına geliyor. Uysallaşan köpeğin başını okşuyor: Bayanlar, baylar, bu zavallı cüceye bakmayın siz. Onun ölümü sizi kutsasın. Yaşasın sağlıklı insanlar, yaşasın insanlık! Alkışlar, her şey bitti, alkışlar, üstüme tüküren, işeyen, elbiselerimi zorla soyup her yanıma dokunan, bu da mı kadınmış be, diyen, acımasız insanlar. Bu gün de geçecek, Bay B’yi özledim, özledim. Çadırıma götürdü beni arkadaşlar. İkizler teselli etti, Bacaksız, Kadın Adam, Gövde Adam, Büyük Anne ve kızları etrafımdalar. Plan yapıyoruz, kurtulacağız patrondan.

Çadırımda inliyorum gece. Numaradan. Patron kapıya dayanıyor. Yanıma geldi. Bacaklarımı ayırıyorum. Küçük ve yorgunlar. Öpmeye başlıyor. Direnmem gerek. Köpek havlaması dışarıda. Kocaman ağzı leş kokuyor. Şuna bak hele, diyor. Fena parça değilmiş bizim Bayan K. Bay B’nin elleri ellerimi sıkı sıkı tutuyor hayalimde. Dayanın, diyor, dayanın Bayan K. Gelecek güzel olacak. Sarsılıyoruz. Arkadaşlarım dört bir yandan itekliyorlar arabamı. Yuvarlanıyor patron. Kafasını çarpıyor kenara. Yatağın altından fırlayan Bacaksız, elindeki bıçağı patrona sapladı. Can veriyor adam. Köpeğin işini de Büyük Anne’nin kızları bitirdi anlaşılan. Uçurumun kenarına geldik çadır arabalarımızla. Elbisemde kalan beden parçalarını okşuyorum Bay B’nin. Çıkıyorum içeriden. Büyük Anne, kızlarını birer birer kucaklıyor ve aşağı bırakıyor. Anlamıyorlar tabii olacakları. Gülümseyerek atlıyorlar aşağıya. Bu en büyük gösteriye gökyüzü şahit bu kez, yeryüzü ve bitkiler. Saniyeler sonra geliyor kızıl sessizliğin soğuğu burnumuza. Bacaksız, Gövde Adam, Kadın Adam ve ben, ne yapacağımızı bilemiyoruz. Büyük Anne, sarıyor bizi. Gelin çocuklarım, diyor, gelin, sizi seviyorum yavrularım.

Köpeğin ve patronun leşi kalıyor ardımızda. Avuçlarımda Bay B’nin parçaları. Çadır arabalarımız yola çıkıyor. Tekerlekler dönüyor, gidiyoruz buradan da. Kırılgan gözlerimiz ışıl ışıl, atların sürüklediği sirk arabalarımız karanlığa karışıyor. Alışığız gitmeye, kalmamaya. Büyük Anne, çocuklarım, diyor, yeni patronunuz benim. Haydi sarılın bana, sizi seviyorum, seviyorum.

Bay B’yi özledim. Her durumda onu düşünürüm. Bizi bir araya getiren bu sirk mezarımız olacak, biliyorum. Biliyorum.



No comments:

Post a Comment