Tekerlekler dönüyor, gidiyoruz buradan da. En fazla bir
hafta kalıyoruz zaten gösteri yaptığımız yerde. Tekerlekler dönüyor, gidiyoruz.
Kırılgan gözlerimiz ışıl ışıl, atların sürüklediği sirk arabalarımız karanlığa
karışıyor. Alışığız gitmeye, kalmamaya. Bay B’yi düşündüm ben yine, yastığa
koydum minik başımı. O yirmi dördüncü arabadadır, takım elbisesi muntazam,
kravatı yerli yerindedir. Her durumda onu düşünürüm. Bizi bir araya getiren bu
sirk mezarımız olacak, biliyorum. Tekerlekler dönedursun, o esnada gündüzün
ağrıları da yükselir pencerelerinden araba çadırlarının. Bacaksız Adam,
yerlerde sürünen yarım bedeninin katmerli acısıyla inler, çürük dişlerini
birbirine geçirir, tamamlanır, alnında biriken terler damlayınca dudaklarına
sakinler. Kadın Adam, uzamış sakalına asılarak canını acıtanlara şarkılı
küfürler savurur. Bedeni erkeksi görünümüne rağmen alımlıdır, iç çektiği an kabaran
göğüsleri baş döndürür. İkizler’in başı derttedir. Yapışık ikizlerin evli
olanı, kocasına sarılır ama bekar kız, dışarı çıkmak ister, bağırır. Büyük
Anne, koca kafalı dört kızının baş ağrılarını dindirmeye çalışır bir diğer
çadırda. Yavrularım, der, sizi seviyorum. Yavruları, uzun elbiseler giymiştir.
Anne şefkatiyle gülümser iri kadın, anlamsız homurtular çıkararak az da olsa
dinen acılarının huzurunu kutlar kızları. Büyük ihtimalle kafaları daha da
büyüyecektir yavruların, görünümleri daha da çirkinleşecek, daha çok para
kazandıracaktır sirkteki patronumuza. Başka bir çadırda ağzında sigarası vardır
Gövde Adam’ın. Eli, kolu, bacağı yoksa da bir fok olup sağa sola yuvarlanarak
yaşar bu adam. En çok müşteri çekenlerden biridir o da.
Sabaha dinç olmamız gerek, yarın yeni bir yerde gösterimiz
olacak.
Bay B, elinde çiçekle karşıladı beni. Mutluyum. Sizi, dedi,
Bayan K, sizi çok özledim. Az ötedeki çadırdan patron seslendi. İçeri girmemiz
gerekiyor. El ele tutuştuk. Seyirciyle dolu gösteri çadırı. Yüzlerce insan
şaşkınlıkla bize bakıyor. Tükürenler oluyor tabii, ağlayan bebeler, yediği
mısırları üstümüze savuranlar beliriyor zaman zaman. Umursamayız. Bay B
metanetini yitirmez. Birkaç takla atar ve ortadaki devasa köpekle boğuşmaya
başlar elimi bırakır bırakmaz. Ürkütücü köpekle her karşılaşma içimi acıtır.
Köpek alaşağı eder sevgilimi. Dişlerinin arasında evirip çevirdiği cılız bedeni
tek hamleyle yutacakken patronun ıslığı ile uysal bir hal alır. Üstüne başına
çekidüzen veren Bay B, büyük bir gururla hayvanın başına çıkar ve seyircilere
hitap eder. Dünyanın en güzel sesidir bu benim için ama seyirciler kıs kıs
güler. Gözümden akan minik yaşlara engel olamam. Bay B, zar zor düzeltir
kravatını ve tekrar seslenir kahkahaların ardından: Baylar, bayanlar bugün
burada bu muhteşem gösteriyi izlemek için gelmeniz ne büyük incelik! Ben Bay B
ve sevgilim Bayan K, birer cüceyiz, evet. Tanrının cezası iki küçük ucube. Bize
bakın ve kendi güzelliğinizin farkına varın. Baylar, bayanlar, sizler dünyanın
en şanslı, en güzel yaratıklarısınız. Bize bakın ve fark edin. Bizi tekrar
görmek isterseniz lütfen az önce dövüştüğüm tüylü dostumun boynundaki çantaya
gönlünüzden kopanı bırakın. Teşekkürler.
Kopan alkışlar. Az önce küçümseyen gözlerin yerini alan
şanslı, bağış sever ruhlar. Devasa köpek
para dolar her seferinde. Çok büyük acılar çektiğini biliyorum hırpalanan
sevgilimin. Yanıma gelir, koluma girer. Belli etmem gözümden akan yaşları.
Çadırına geçti hızlıca Bay B. Tuhaflaştığını fark etmiştim
birkaç gündür. Yaşananlardan sıkıldığına yormuştum bunu, bunaldığına
birilerinin oyuncağı olmaktan. Güzel bir gelecek bizi bekliyordu, umutluydum.
Akşam gösterisinde yüzü biraz soluktu. Çadırında ağlamış,
sızlamış ve öyle çıkmıştı bu kez sahneye. Köpekle boğuşma, ıslık, hayvanın
başına çıkma ama farklı söylev: Aşağılık insanlar. Bizi sömürdüğünüz yetmedi,
yetmedi. Evet ucubeyiz ama biz de insanız. Kalbim ve ellerim var, bakın, kan
akıyor sizinki gibi. Ağlıyorum, gözümden akan yaşlar aynı sizinkiyle.
Gördüğünüz ne ise bende, osunuz siz. Tamamlanmamış ruhlarınızla, birer
zavallısınız sadece.
Patronun ıslığı ve kafası koparılan sevgilim. Devasa köpek paramparça
ediyor küçük bedeni. Beyaz elbiseme sıçrıyor sevgilimin etleri. Donmuş
haldeyim, sona erdi gelecek. Bitti. Patron sahne ortasına geliyor. Uysallaşan
köpeğin başını okşuyor: Bayanlar, baylar, bu zavallı cüceye bakmayın siz. Onun
ölümü sizi kutsasın. Yaşasın sağlıklı insanlar, yaşasın insanlık! Alkışlar, her
şey bitti, alkışlar, üstüme tüküren, işeyen, elbiselerimi zorla soyup her
yanıma dokunan, bu da mı kadınmış be, diyen, acımasız insanlar. Bu gün de
geçecek, Bay B’yi özledim, özledim. Çadırıma götürdü beni arkadaşlar. İkizler
teselli etti, Bacaksız, Kadın Adam, Gövde Adam, Büyük Anne ve kızları
etrafımdalar. Plan yapıyoruz, kurtulacağız patrondan.
Çadırımda inliyorum gece. Numaradan. Patron kapıya
dayanıyor. Yanıma geldi. Bacaklarımı ayırıyorum. Küçük ve yorgunlar. Öpmeye
başlıyor. Direnmem gerek. Köpek havlaması dışarıda. Kocaman ağzı leş kokuyor.
Şuna bak hele, diyor. Fena parça değilmiş bizim Bayan K. Bay B’nin elleri
ellerimi sıkı sıkı tutuyor hayalimde. Dayanın, diyor, dayanın Bayan K. Gelecek
güzel olacak. Sarsılıyoruz. Arkadaşlarım dört bir yandan itekliyorlar arabamı.
Yuvarlanıyor patron. Kafasını çarpıyor kenara. Yatağın altından fırlayan
Bacaksız, elindeki bıçağı patrona sapladı. Can veriyor adam. Köpeğin işini de
Büyük Anne’nin kızları bitirdi anlaşılan. Uçurumun kenarına geldik çadır
arabalarımızla. Elbisemde kalan beden parçalarını okşuyorum Bay B’nin. Çıkıyorum
içeriden. Büyük Anne, kızlarını birer birer kucaklıyor ve aşağı bırakıyor.
Anlamıyorlar tabii olacakları. Gülümseyerek atlıyorlar aşağıya. Bu en büyük
gösteriye gökyüzü şahit bu kez, yeryüzü ve bitkiler. Saniyeler sonra geliyor kızıl
sessizliğin soğuğu burnumuza. Bacaksız, Gövde Adam, Kadın Adam ve ben, ne
yapacağımızı bilemiyoruz. Büyük Anne, sarıyor bizi. Gelin çocuklarım, diyor,
gelin, sizi seviyorum yavrularım.
Köpeğin ve patronun leşi kalıyor ardımızda. Avuçlarımda Bay
B’nin parçaları. Çadır arabalarımız yola çıkıyor. Tekerlekler dönüyor,
gidiyoruz buradan da. Kırılgan gözlerimiz ışıl ışıl, atların sürüklediği sirk
arabalarımız karanlığa karışıyor. Alışığız gitmeye, kalmamaya. Büyük Anne,
çocuklarım, diyor, yeni patronunuz benim. Haydi sarılın bana, sizi seviyorum,
seviyorum.
Bay B’yi özledim. Her durumda onu düşünürüm. Bizi bir araya
getiren bu sirk mezarımız olacak, biliyorum. Biliyorum.
No comments:
Post a Comment