July 18, 2011

Osman Çakmakçı // Uçuşan Ağaç







I
Kabuğunu unuttu kendini yere serdi

Kalbim! Durgun gölle
kendine sığmayan taş
ağacın dibinde
kökleri gözlerim

Ürküyorum gözlerimi buruşturdum
Gövdemi unuttum


Uzak yıldızlara
içine zıplayan ağ

dünyanın yarığı kırıklık
gövdemde açtığım çukur

kendimi döktüğüm yer yere

uçuşan ağaç buharlaşan ruh



II Gidiyorum yokluğumu da götürüyorum

Göl nasıl taşısın ızdırabını
ırmağın azabını

ırmak! Vazgeçmiyor kendinden. Göl!
ırmak akmıyor artık

avuçlarımdan dökülen yollar
çağırıyor bu umarsız yolcuyu

ufuk ele geçer mi

Kimse böyle olsun istememişti
İhmal etmesin kimse gövdesini

ellerim ah! yüzümün mezarı

sözlerim ah! dilimin mezarı
gövdem ah! ruhumun mezarı



III İnanıyorum ne ağzına
ne de sularına kavuşan büyük suya

Koştukça birbirine kavuşuyor yollar

Saçlarına düşüyor bir uzak yaprak
kavuşuyorum göğe! gökyüzüne!
sen dediğim sen! kırmızı

Göğe çıkar bir bir ağaçlar
fışkırtıp yapraklardan yeşilini

istesem dönebilir miyim

çiçekteki orman ah!

yangın sızısı kabuklarımda

yangın duygusu kabuklarımda
yangın bilgisi kabuklarımda


------------------------------------------

Uçuşan Ağaç (Bir Hiçlik Anatomisi)

Göçebe Şiir Kitapları Yayınları
İstanbul, 1996

No comments:

Post a Comment