İçinde Yaşadığım Deri (La piel que habito // 2011)

2011 yapımı İspanya menşeili film: İçinde Yaşadığım Deri. Pedro Almodóvar yönetmenliğinde hayat bulan çalışma, izleyeni rahatsız ede ede kendine çeken psikolojik bir gerilim.

Son zamanlarda baş gösteren gişe filmlerine inat,zeka kokan bir film olmuş. Filmdeki geridönüşleri algılamaya başladığınız an, filmin bir parçası oluyorsunuz.

Plastik cerrah Robert’in hayatı eşinin yanması ve bunun ardından kızının tecavüze uğraması ile değişiyor/dönüşüyor. İntikam duygusunun eseri ya da sahibi yahut kullanıcısı olan Robert, kızına tecavüz eden adamdan nasıl intikam alıyor? Bu kısmı söylersem, açık vermiş olurum.

Film, domuz insan karışımı ile deri elde eden ve bunu insan üzerinde kullanan Antonio Banderas’ın enfes oyunculuğu ile sürüp gidiyor. Elena Anaya’nın Vera rolünde vücut bulduğu çalışma, insanın temel dürtülerine de değiniyor. “Cinsel bir mecra” üzerinde yürüyor ki bu tabii bir dinamik...

Vikipedi der ki: Film İngilizce olmayan filmler dalında BAFTA En İyi Film Ödülü, Yabancı dildeki filmler dalında Satellite Ödülüne layık görüldü, ayrıca Cannes başta olmak üzere çok sayıda festivalde en iyi film adayı olarak gösterildi.

*Cinsiyetler arası eşitsizlik, cin fikirlilikle sunulmuş.
*İnsanın geçmişi, insanı biçimlendiriyor.

*Deri nakli, ruhu da nakleder mi?
*Yanık et kokusunun zalimleştirdiği adam...

*Karanlık bir yerde zincirlenen adamın koşulsuz itaati/ İnsanın alışkanlıklarıyla var olması.
*Anne ve çocuk. Çocuk ve acı.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------

Özet/Detay Bir araba kazasında yanarak ölmekten son anda kurtulan eşini yanıklardan oluşan görüntüden kurtarmak için yeni bir deri yaratmak üzerine çalışmalar yapan estetik cerrahı Dr Robert Ledgard (Antonio Banderas) on iki yıl boyunca evindeki laboratuvarında çalışmaya devam eder ve domuz-insan kanı karışımıyla elde ettiği bir deri üretir.

 

Eşinin yanmış vücudunu görmesi üzerine intihar etmesi ve küçük kızlarının da buna şahit olmasından sonra büyük depresyon geçiren aile iyice hassaslaşmıştır. Küçük kız büyüdüğünde de psikolojisini bozan bir olay yaşayacak, bu olayın üzerine Dr Ledgard, yaptığı deneyleri büyüterek neredeyse DR Frankenstein haline gelecektir... 

Gerilim türündeki film, Fransız polisiye yazarı Thierry Jonquet'in "Tarantula" isimli 2005 tarihli romanından uyarlandı. Yönetmenin 20 yıl sonra Antonio Banderas'la tekrar bir araya geldiği 'The Skin That I Live In', kızına tecavüz eden bir adamdan intikam almaya çalışan psikolojisi bozuk bir plastik cerrahın saplantılarını ve hücrelerle ilgili yaptığı araştırmalar sayesinde yeni bir insan derisi yaratmasını konu alıyor.