Tür:Dram
Süre:97 Dak.
Yönetmen:Tony Kaye
Oyuncular:Adrien Brody , Lucy Liu , Christina Hendricks , Nick Nolte , James Caan
Senaryo:Carl Lund
Yapımcı:Greg Shapiro , Austin Stark
Henry Barthes, öğrencileriyle birebir ilişkiler kurabilen, oldukça yetenekli bir eğitimcidir; fakat bu yeteneğini arka plana atarak, geçici öğretmenlik yapmaktadır. Okula kadrolu öğretmen gelinceye kadar yedek öğretmenlik yapan Henry, hiçbir okulda öğrencilerle ya da iş arkadaşlarıyla duygusal bağ kuracak kadar uzun süreli kalamaz. Görevlendirildiği son devlet okulunda ise öğrencilerin ve hatta öğretmenlerin de bir şekilde içlerine kapanık olduğunu, karamsar tavırlar sergilediğini fark eder. Öğrencilerle ummadığı bir bağ yakalayan Henry, okuldan kaçan bir genç kızın da sokaklardan kurtulmasını sağlar. Umutsuzluk açısından hayatta yalnız değildir ama bu karamsar dünyada hala sevilebilecek şeyler de vardır...
Oscar ödüllü Adrien Brody'nin baş rolde olduğu film, 1990'ların efsanevi filmlerinden olan Geçmişin Gölgesinde'nin (American History X) yönetmeni Tony Kaye'in son filmi olarak dikkat çekiyor. Senarist Carl Lund ise sinemadaki ilk uzun metrajlı deneyimi olan film, eleştirmenler tarafından oyuncu Adrien Brody'nin Piyanist'ten sonraki en başarılı oyunculuk performansı olarak gösteriliyor.
-----------------------------------------
Yukarıdaki şekilde aktarılıyor filmin tanıtımı...
Piyanist'in enfes oyuncusu Adrien Brody'nin başrolde olduğu çarpıcı bir yapıt...
2011 yapımı bu dramada, insanların kendi dünyalarına doğru bir yolculuğa çıkıyoruz. Sorunlu lise gençliğini eğitmeye çalışan öğretmenler de bir "kayboluş" içindedirler. Zaten filmin hemen başındaki Albert Camus alıntısı bu durumu haber eder:
"And never have I felt so deeply at one and the same time so detached from myself and so present in the world" // ‘Ve aynı anda hiç bu kadar şeyi bir arada ve derinden hissetmemiştim. Kendimi gelecekten ve dünyadan alıkoydum.’Detachment; ayırma, koparma ve alıkoyma gibi anlamlara geliyor. İçine kapanan ve kendi dünyasında boğulmak üzere olan bireylerin öyküsü bu...
Sistem (yine o sistem) bireyleri sorumsuz kişiler haline getiriyor. Birbirine güvenmeyen, ezen, üzen ve acımayan organizmalar güruhu... Okullardaki ezberci ya da küresel insan yetiştirici sistem... Hep en iyi, en çok, en fazla, en güzel, en doğru peşinde koşturan, insanı sığlaştıran, süreci öteleyen, sonuçta ise mağlubiyeti hazmedemeyen sistem.
İşte Henry, kendi yaşamındaki kayıpları da önüne katarak, değiştirmeye çalışır öğrencilerini... Hayata bakışlarını törpüler; kırmadan, kınamadan... Özellikle Meredith adındaki kilolu öğrencinin, filme kattığı etki gözardı edilmemelidir.
Erica (Sami Gayle) genç yaşta büyük oyunculuk çıkarıyor filmde... Henry'nin gözyaşlarına ortak oluyor...
Ne mutlu asimile olmayanlara! Çoğunluğun içinde erimeyenlere!
---------------------------
Herkes kendi olarak kalmalı. İçindeki söylenmeyenleri dile getiremeyen yığınlar oluşuyor. Hayallerini hazır paketlerle gideren;özümseyemeyen ve orijinal olamayan yığınlar... Kendi acılarını gizleyen ve diğerlerine saldıranlar... Herkes acı içinde aslında... Kendini alıkoyuyor kendi olmaktan. Farkında mıyız?
-----------------------------
Yüzsüz bir adam ve boş bir sınıf... Acaba ne anlama geliyor? Kendini gizleyen ve tüken(t)en bir insan ve toplum mu? Öğretmen ve öğrenci mi? Ne?
No comments:
Post a Comment