January 31, 2013

Uğur Yücel // Yağmur Kesiği (Ocak 2012)




                                                         Biteviye ve yanında uyuyana sarılacak kadar serin bir korku (Sayfa 80)

Yücel’in ilk kitabı olan Yağmur Kesiği, edebiyatçı bir dostunun baskısı sonucu kitap haline bürünmüş. Öykü yazmaya genç yaşta başlayan Yücel, kendisini oyuncu-yönetmen olarak adlandırıyor ama bu öyküler daha fazlasını hak ediyor kanımca. Birçok kişinin de benzer şekilde bir tanımlama yaptığını biliyorum bu öyküler için: Değişik.

Kitapta 22 öykü yer almakta. Öykülerde ilginç bir ortam yaratıyor Yücel. Durgun bir su gibi akan öyküler, bir anda hayaletler ve tuhaflıklar silsilesi ile muzip bir hale bürünüyor. Bire bir açıklamakta çok zorlanacağım öykülerin kısa tanıtımlarını yapmak daha işlevsel bir yol olacak.

Kardan Adam Bayramı’nda; bir köyde yaşanan yetmiş yedi günlük bir tufan dile getiriliyor ve zaman zaman çocuksu/naif bir dil kullanılıyor. 
Kardan Adam Bayramı’ndan
Amigo Yidiyor, Boş Yidiyor!.. öyküsünde Amigo’nun kezzap içip intihar etmesi konu edilir. Ancak Amigo, boş gitmemelidir öte tarafa:

Amigo Yidiyor, Boş Yidiyor!.. dan

Yağmur Kesiği’nde köpeklerin efendisi Bobi’nin bir cinayete şahitliği anlatılır ki Lefteri’nin Vasili’yi öldürmesidir bu. 
Yağmur Kesiği’nden

Ergenlik Taksimi öyküsünde ise hapisten çıkan Lefteri’nin Melina’ya olan aşkının ikisine hazırladığı acı son söz bulur:

Ergenlik Taksimi'nden


Ergovan Zamanı, kısa ama muzır bir öykü olarak tat bulur dimağlarda. 

Ergovan Zamanı'ndan

Çığlık’ta Kürt Ali’nin yiten bir top ardından yok oluşu hikaye edilir.

Çığlık’tan

----
Hasılı; ummadığım kadar yalın, bir o kadar karmaşık öyküler bunlar. İç içe geçmiş ve birbirinden kopuk aynı zamanda. Bu çağda ve başka bir asırda adeta. Sözcükler sarıyor insanı, hırpalıyor zaman zaman. Bireyi ana kucağındaki güvenli ortamdan, sokak aralarındaki gerçeğe iteliyor. Bir sinemacı ustalığı ile kurgulanan sahneler var. Karakterlerin solukları dahi ince elenip sık dokunmuş, besbelli. İnsanın içindeki insana dair bir şeyler var bu kitapta. Görünmeyene ve gizlenilene.

Acı’nın ağaçlara, börtü böceğe ve eylemlere sıçradığı; insanın ‘umut’la değil ama ‘inat’la yaşadığı leziz öyküler bunlar.

“Öykü”ye olan ümitleri artırmakta bu eser ve o sıkıcı, tekdüze, billur gerçekliği örselemekte. Kendi deyişiyle Yücel’in: Şu gördüğümüzü hayal sanırdı insanlarımız. (Sayfa 120)


Uğur Yücel, Yağmur Kesiği, Can Yayınları, 2012, 149 sayfa




No comments:

Post a Comment