August 08, 2020

MERET

Hantal ve çelimsiz benli bölüm: Sana gitme demedim mi oraya, bakma, dokunma, tuh, dokunma, demedim mi, söyle. Elimden çekiştiriyor annem. Sürüklüyor gövdemi, hantal ve çelimsizim, neden varım ki? Konuşamıyor, sürünerek ilerliyorum ancak. Ağzımdan akanları siliyor annem kirli bir peçete ile. Onu gözlerimle takip ediyorum ama ağrıyor meretler, görmüyor neredeyse. Meret Arapçadan geçmiş dilimize demişti Çetin. “İnatçı, asi, şeytan” anlamına geliyor. Ağzımdan akmıştı irinler, annem üstü başı dağınık hâlde gelmiş, Allah’ın cezası iblis, demişti yüzüme tükürüp. Ölmedi gitti. Çetin tebessüm etmiş, bir parmağını ağzına götürerek hafifçe ısırmıştı.

 

Yuh anneli bölüm: Kapıya kadar gelebildim, annemden ses seda yok. Mutfakta patates kızartıyor, kızarmış yağ kokusunun çiyleşerek eşyalara döküldüğünü söylüyor Çetin. Ne yapıyor Çetin, annem başka ne yapıyor? Gülümsüyor. Şimdi o adam yine geldi, annen bir tabağa aldığı patatesleri servis ediyor. Gülümsüyor. Ketçap ve pul biberi ekliyor adam. Başka Çetin? Elindeki sopayla vuruyor annenin karnına, vuruyor, vuruyor. Şimdi Tanrı’ya daha yakın olduğunu söyle. Gözleri dönüyor, akı kalıyor meretlerin. "Tanrı Sevgidir. Sevgide yaşayan Tanrı'da yaşar. Tanrı da onda yaşar." (1. Yuhanna 4:16) Parantez içini yazıldığı gibi okuyor adam. Gülümsüyor. Annen kaynar çayı adamın yanık yüzüne döküyor, inliyor adam, kabarıyor derisi. Son patatesini yutamadan bayılıyor. Annenin tokadı, adamın uyanması, duaları, tebessümler: "Sevgili Rabbim, sana gereksinimim var. Çünkü sen bana olan sevginden ötürü benim günahlarıma karşılık kendini kurban olarak sundun. Bu nedenle sana sonsuz teşekkürler sunarım.” Yanık kremi sürüyor annen adama, adam annenin karnını öpüyor, morlukları okşuyor.

 

İblisli bölüm: Niye yerinde durmuyorsun, dedi annem. Sen gece gündüz neden sağa sola gidiyor, kafanı anlamsızca savuruyorsun, neden, neden beni gözetliyorsun iblis? Ağzıma tokat, düştü düşecek bir dişim vardı, o da karyolanın altına süzülüyor. Çetin eline alıyor dişimi, kokluyor, çürük bir yaşam kokusu sarıyor odayı. Annem mutfakta bir ses duyunca gülümsüyor, saçımı okşuyor, canım yavrum, diyor, kadersizim. Huzurla doluyorum. Annem, anneciğim. Sarılıyor sıkarcasına, kemiklerim eriyor, kokusu sinmiş kızartmanın, öbür adamın. Adam, kocaman bir patatesmiş gibime geliyor, kocaman çürük yanık meret pis it kopuk leş bir kumpir.

 

Söyledili bölüm: Çetin’i bulamıyorum. Ortalarda yok. Yok. Yoksa ona bir şey mi yaptı o adam? Çetin ses etmez, yanımda gelir bazen, benimle birlikte gözetler, ben görmem o görür, anlatır bana. O adamın annemin derisini yüzdüğünü söyledi bir keresinde, annemin ağzını öptüğünü, annemi sevdiğini, ona vurduğunu söyledi. Söyledi, annemin adamın derisini yüzdüğünü, ağzını öptüğünü adamın, onu sevdiğini söyledi. Tanrı bizi seviyor, demiş adam. Çetin söyledi.

 

İnsan günahlıdırlı bölüm: Annem ve adam odama girdiler. Üstünü çıkardı annem. Adam bana baktı tiksinerek. Bu aptal yaratık hâlâ burada mı? Annem kafama fırlattı bluzunu, yağ kokuyor. Bana gelen sesler, duymak istemediğim şeyler, anlatmayacağım eylemler. İnsan günahlıdır ve Tanrı’dan ayrı düşmüştür, diyor adam. Kaldırıyor bluzu, ziyanı yok, görsün. Kafamı doğrultup ağzımı öpüyor. Annem bırak dedikçe sıkıca yapışıyor gövdeme. Yapma, yapma, o bilmiyor bir şey. Çetin de adama sarılmış hâlde beliriyor ötede. Mutlu musun Çetin? Çok, onu seviyorum. İnsan günahlıdır, biliyorum. Annem ağlıyor.

 

Feryatlı bölüm: Aldattı, ihanet etti. Feryatlı anne. Valide feryadı. Bir karanlığa girdi de yok oldu sanki. Rezil, tuh. Ahlaksız. Ahlak nedir dedin ve kandırdın beni. Karıncaları öperdin, parmaklarında gezdirirken şekilden şekle girerdi yüzün, hain. Tüm o Tanrı güzellemelerin, efsunlu sözlerin yalan, yalan. Tuh. Bana sarılıyor. Ağlıyor annem. Kokusu gitmemiş adamın, içim huzurla doluyor. Saçını başını yolunca peruğu düşüyor annemin. Bana bir aynaymışım, bir karıncaymışım ya da yokmuşum gibi bakıyor. Boşluğa doğru uzatıyor ellerini, gülümsüyor. Yanık kafasını okşuyor sonra. Ağlıyor. Günahın ücreti ölümdür, peh. Beylik sözler. Çetin annemin avuçlarında geziyor, yanık kafasında, kıl köklerinde dolaşıyor. Güzel, diyor, annen güzel.

 

Ölümlü bölüm: Ağzımı temizledi annem. Nemli bir bezle alnımı sildi, ateşim var. Bir şey yiyemedim günlerdir. Çetin, anneme sarılıyor. Öfkeliyim. Annemi bırak Çetin, böyle konuşmamıştık. Kokusunu içine çekiyor kadının. Derin nefes aldıkça göğsüme oturuyor kokusu ölümün. Az kaldı, biliyorum. Gözlerim çöktü. Adamı özledim. Göremiyorum Çetin, söylesene adam nerede? Gülümsüyor. Ellerim tutmuyor. Bıçak tutuşturuyor onlara Çetin. Sıcacık. Elleri Çetin’in ısıtmış metali. Sapla, diyor, getirdim anneni. Eziyet edeni, bize, sana ve bana acı çektireni getirdim. Sok bıçağı, hayır, hayır, olmaz Çetin. Annem o, beni gün gün öldüren. Üstüme atılan anne bluzu, kokusu ve yanığı yağın, adamın, Çetin’in, yaşamanın.

 

Zulümlü bölüm: Bir şey anlamaz, diyor annem. Mal bu, geri zekalı, moron, yaşama israfı. Boş ver onu sevgilim. Üstüme tükürmeleri ikilinin. Çetin’in öfkesi. İşemesi hatta adamın. Ağzımdaki köpüklere karışması ürik asidin. Gülümsemeleri ikilinin. Öfkesi Çetin’in. Baldırlarında dolaşması annemin, adamın. Kafasındaki güneş gözlüklerinin kırılması. Ellerindeki sarı poşetlerin alev alması. Bebek arabasındaki bebeğin kımıldanan minik ayaklarının koparak yere dilimlenmesi. Zulümler ve bebekler.

 

Çetin’i sevmeli bölüm: Bir mezar kazdı adam, içine fırlattı gövdemi. Zaten et parçası kalmış bu, bir ölü balık kadar kalmış anca. Toprak atıyor üstüme. Çetin gülümsüyor. Biraz toprağı kazdı, nefes alabiliyorum. Ne edeceğiz Çetin, nasıl kurtulacağız? Işıkları sönüyor evin, gölgeleri annemin ve adamın birbirine karışıyor. Onu sevmiyorum, diyor annem. Onu sevmem. Sevemem. Adam, boş ver, diyor. Elimden tutup kaldırıyor Çetin. Sarılıyor, tozları, kirleri temizliyor, ağzıyla geziniyor vücudumda, tükürüp atıyor lekeleri. Adamı seviyorum.

 

Öpmeli bölüm: Annem mezarımın başında. Ağlıyor, birkaç bölüm önceki feryatlar. Aldattı, ihanet etti. Feryatlı anne. Valide feryadı. Bir karanlığa girdi de yok oldu sanki. Rezil, tuh. Ahlaksız. Hâlâ aynı yerde annem. Kalk, diyor adam. Boş ver, değmezdi zaten. Çetin, anneme sarılıyor. Kokusunu içine çekiyor. Adam ağzımı öpüyor. Gülümsüyorum.

No comments:

Post a Comment